Ilımlı İslam' kavramı gerekli, ama bizim için değil...
Ortadoğu'da uygulanmaya konan emperyalist proje için, "ılımlı İslam" kavramı gerekli। Stratejik açıdan hedef alınan coğrafyada, yükselmekte olan bir siyasi, dini, en önemlisi kitlesel hareket var. Bunu, bölmek, içinde işbirlikçiler yaratarak zayıflatmak, diğer muhalefet hareketleriyle özellikle ulusalcılıkla, antiemperyalizmle, sosyalizmle kapıştırmak, bu arada hareketin tümünü karşıya almamak gerekiyor: "Sorun İslam değil radikal İslam. Çözüm ılımlı İslam saptaması" işte bu amaçla üretildi.
Kuramsal açıdan, eğer realiteyi, her tarihsel, kültürel zeminde, bukalemun gibi renk değiştirerek sermaye ilişkisini üreten, tek bir kapitalist uygarlık olarak değil de, tek bir boyutuna, kültüre indirgeyerek, birbirine düşman Hıristiyan ve İslami uygarlıkların çatışması olarak betimliyorsanız işiniz çok zor. Karşınızda, ılımlı, yani asimile edilebilecek bir İslam yoksa ne yapacaksınız? Savaş, imha, tecrit ve Batı'dakileri de Doğu'ya sürmekten başka bir seçeneğiniz kalır mı? Bu nedenle, "gerçekçi" bir politika üretebilmek için, "ılımlı İslam" kavramını, gerçekte böyle bir akım var olmasa bile, birkaç sahte Müslümanın, oportünist yazarın sayesinde fantezi olarak korumak, varmış gibi davranmak gerekiyor.
Ancak, siyasal İslamın siyasetçileri bu kavramın arkasındaki zaafları gördüler, sürece parazit bir ilişkiyle bağlandılar. Şimdi hem zaman, mevzi kazanıyor, hem toplumsal etkilerini yaygınlaştırıyor, hem de, kapitalizmle barışık olduklarından (tek bir uygarlık), sermaye ve güç biriktirmeye, bu sırada "radikalleri" de koruyarak hareketi bölmemeye dikkat ediyorlar. Ama, bu arada kapitalizme ve emperyalizme karşı projeler, hatta liberal demokrasi dahi hızla tasfiye oluyor; sosyal demokrat taklitçileri "ülkenin inanç haritası içinde" kendilerine yer aramaya başladıkça, siyasal yelpaze, sağıyla soluyla, siyasal İslamın "simgesel evreni" içine çekiliyor, İslamın "hakikat rejimiyle" uyuşmayan siyasi akımlar, yaşam tarzları giderek tasfiye oluyor.
Sayenizde...